18 Haziran 2025 Çarşamba

BİLMEM? OLUR MU?

İsrail askeri güç anlamında elbette daha güçlü. Sayısal durumdan ziyade teknolojik olarak bu böyle. Arkasındaki destekçilerini de hesaba katarsak durum İsrail’in lehine.
Lakin İsrail halkının önemli bir kısmı Netanyahu’nun öldürdüğü masum insanları, çocuk ve bebekleri görüyor, bundan memnun değil ve Netanyahu’nun Gazze’de yaptığı zulmü desteklemiyor. Netanyahu’nun yaptıklarının dünyada İsrail’e karşı ağır bir öfke birikmesine sebep olduğunun farkında ve karşı çıkıyor.
Şimdi bir de tepelerine ama az ama çok füzeler yağmaya başladı. Durup dururken yıkılan binalar, yaralılar, canlarını kaybeden İsrailliler olacak. Sebep? Netanyahu siyaseti!
Hiç belli olmaz. İsrail halkı belli bir refah seviyesinde yaşıyorduk, rahat durmadın, abarttın, tadını kaçırdın, tepemize füze yağmasına insanlarımızın ölmesine sebep oldun diyebilir ve İran halkını kışkırtmaya, isyana teşvik etmeye çalışan Netanyahu bizzat kendisi vicdanlı, adil, demokrat İsraillilerden ağır tepki alabilir, ciddi bir muhalif hareket oluşabilir, insanlar sokaklara dökülebilir. Netanyahu siyaseti hiç beklemediği yerden tepetaklak gelebilir.
Bilmem? Olur mu?
Olursa fena olmaz. Peki abartmayalım ama belli mi olur işin ucu Trump’a kadar uzanabilir. Burunlar sürtülür. Diller bir yerlerine kaçar. Nispeten Türkiye rahatlar. İçimizden ya da dışımızdan bu o.b.ç.larına güvenerek hareket edenler geçici bir sürede olsa belki akıllarını başlarına alırlar.
Hoş, onların akıllarını başına almaları çok da önemli değil bizim aklımızı başımıza almamız önemli. Artık yeter değil mi? Farkında mısınız göre göre geliyor. Size demiyorum yanlış anlaşılmasın. Beyin körlerine diyorum. Görün artık!

HOCAM GALİBA RÖMORK'A ÇARPACAGIZ

Epey yaş almış bir hanımefendi yaşı ve fiziksel durumu pek müsait olmasa da ehliyet almayı kafasına koymuş. Ders almak için bir direksiyon öğretmeni ile anlaşmış. Şehir dışında, boş, geniş bir arazide öğretmen ile çalışmaya başlamışlar. Hanımefendi direksiyonda, öğretmen yanında, fren, gaz, debriyaj, sağa sola sinyal, geri vites çalışıyorlar. Şehrin trafiğine traktörün römorkuyla girmek istemeyen bir köylü, arazi çok geniş ve de boş olduğu için, arazinin bir kenarına römorkunu bırakıp gitmi. Hanımefendi ve öğretmen gayet güzel çalışırlarken hanımefendi öğretmene dönmüş, tereddütlü bir ifade ile “Hocam ilerdeki römorka doğru gidiyoruz, galiba çarpacağız” demiş ve gidip römorka çarpmış.
Kaza sonrası öğretmene sormuşlar;
“Alabildiğine geniş ve üstelik bomboş bir alanda römorka nasıl çarptınız?”
Cevap;
“Ne bileyim? Hanımefendi römorku gördüğünü söyledi. Dediğiniz gibi koca alan, her yer bomboş, direksiyonu hafifçe bir tarafa çevirmesi kafi, çevirir, çarpmaz diye düşündüm.”
Sonra hanımefendiye sorarlar;
“Böyle geniş bir arazide, o kadar boş alan varken gelip, römorka nasıl çarptınız?”
Cevap;
“Ben römorku görür görmez çarpacağımızı hocaya söyledim. Hoca öylece seyretti. Müdahale etmedi!” demiş.
Keşke tüm göz göre göre yaşananlar sonu kötü de olsa bu kadar sevimli olsa. Bu arada olay kayıtlara kaza diye geçmiş. Göstere göstere gelene, göz göre göre olana kaza denmez. Bırak kazayı hata bile denmez, aldatıldık, yanıldık hiç denmez. Ne denir siz karar verin.
İsrail İran’ı vurdu. Göz göre göre vurdu. Sakın “römork”a çarpanın İsrail olduğunu falan zannetmeyin. Römorka çarpanlar her şey ayan beyan ortadayken, gelişini seyredenler. Nuh deyip, peygamber demeyenler. Römorkun üstüne üstüne gitmekte ısrar edenler. Peki römork? O ne? Kim? Römork emperyalizmin bu coğrafyaya biçtiği kıyafet. Kendisine hizmet edecek yeni yönetimler, yeni sınırlar, kendilerine kayıtsız şartsız biat edecek omurgasız yeni devletçikler. Bunun üzerine düşünmeye ne hacet? Yahu adamlar gizlemiyorlar ki! Açık açık söylüyorlar. Daha nasıl görünecek römork? Arazinin ortasında duruyor.
Çözüm?
Çözüm günü kurtaran politikalardan ziyade, çözüm adalet, çözüm hukuk, çözüm güçler ayrılığı, çözüm demokrasi, çözüm dinden, mezhepten öte, çözüm laiklik, çözüm yerli malı seven, vatansever, açık zihinli bir eğitim sistemi, çözüm üretmek, çözüm mutlu, memnun, huzurlu vatandaş, çözüm birbirine sımsıkı kenetlenmiş bir ulus, bir millet. Çözüm insanları bir araya toplamış, örgütlemiş, tutkallamış, kurmuş, kurucu irade. Çözüm Atatürk. Çözüm fabrika ayarları.
Coğrafyamızda yaşananlar sürpriz mi? Yok “Büyük Orta Doğu Projesi”, yok “Arap Baharı”, yok “BİP”. Tüm bunlar, Irak, Suriye, Libya, Mısır ve diğerlerinin yaşadıkları sahi sizi çok mu şaşırttı? İsrail’in yaptıkları, bölgedeki amacı, şimdi İran’ı vurması. Irak’ın kuzeyinde özerk bir Kürt bölgesel yönetiminin kurulması, PKK ile yaşanan ileri geri haller, Suriye’nin kuzeyi ve doğusunda oluşan yapı. İsrail ise güneyde Şam’ın burnunun dibinde. Bunlar sürpriz mi? Türkiye’de neler yaşandı? Neler yaşanıyor? Hocam galiba römorka çarpacağız. Kardeşim çevir şu direksiyonu biraz sende.

BİLMEM? OLUR MU?

İsrail askeri güç anlamında elbette daha güçlü. Sayısal durumdan ziyade teknolojik olarak bu böyle. Arkasındaki destekçilerini de hesaba kat...