Zaman zaman kutsal kitabımız Kur’an’a da dayandırılarak insanın “yaratılmışların en şereflisi” olduğu falan söylenir.
Yaratılmışların en şereflisi ki o
insan Çin’de, Türklere yapmadığı eziyeti, zulmü bırakmadı. Yine o insan
Myammar’da insanları diri diri, bağırta bağırta yaktı. Bak geriye dönük
yapılmış hiçbir şeye karışmıyorum. Bugünü yazıyorum. Filistin’de yaşananlar.
Evet o insan, yine insan bebekleri katlediyor. Hem de paramparça ediyor.
Ölenlerin sayısı 50 bini buldu sanırım. 20 bine yakını çocuk. Bir an “Şerefsiz
insanoğlu, şerefsizler siz İsrail’e destek vermeye devam edin” diyecektim.
Durdum. Yahu biz insanın yaratılmışların en şereflisi olduğuna inanıyoruz.
Nasıl olur? Öyle ya Müslüman yaratılmışların en şereflisi denmiyor insan
yaratılmışların en şereflisi deniyor. Yok bu gördüğüm insan en şerefli falan
olamaz. Yahu şu sokak canlarına yapılana baksana. Bir karar alındı.
Hayvanseverler kanundan cesaret alarak hayvancağızlara yapılan eziyetleri
videolarla gösteriyorlar. Yapmayın alternatif çözümleri konuşalım diyorlar.
Ertesi gün poşetlerle yavru kediler, yavru köpekler, anneleriyle birlikte
katledilmiş bulunuyor. Barınaklara gidiyorlar. Mezbelelik. Barınak değil, hücre,
işkencehane. O canlar perişan haldeler. O kadar tepkiye rağmen ne oluyor? Kimse
üzerine lütfen alınmasın da bir ata sözümüz var “İt ürür, kervan yürür.”
Yaklaşım aynen bu. Kamuoyunda tepkiler sürüyor. Maalesef bu hale kayıtsız bu
insan dediğin değil mi? Hatta bu kararı alırken sırıtanlar, poz verenler falan
olmadı mı? Çok büyük bir iş başardılar memleketi kurtardılar. E o kadar
sorumluluk sahibi idi iseniz şimdi de o leş halde olan barınakları neden
dolaşmıyorsunuz. Bir avuç hayvansever bıraktınız bu işleri. Neden acil çaresine
baktırmıyorsunuz? Yok. Onlar kendilerine verilen görevi yaptılar. Öyle
duyarlılık falan değil. İşlerine ne gelirse. Ben hala yaratılmışların en
şereflisinin, insanın bunlar yaptığına,
göz yumduğuna inanmıyorum. Bir terslik var.
Açtım İsrâ Suresi 7. Ayeti. Malum
mealler var. Ve elbette mealler birbirine çok yakın. Taban tabana bir zıtlık
zaten yok. Ben diyanet işlerinin mealini seçtim. Şöyle: “And olsun ki, biz
insanoğullarını şerefli kıldık, onların karada ve denizde gezmesini sağladık,
temiz şeylerle onları rızıklandırdık, yaratıklarımızın pek çoğundan üstün
kıldık.”
Diyanet Vakfı ise şöyle bir
açıklama eklemiş. “Görüldüğü gibi bu âyette Allah Teâlâ, insanoğluna lütuf ve
ikramının bir özetini vermekte ve onun âlemdeki özel yerine işaret etmektedir.
Müfessirlere göre insanın şan ve şerefi ve diğer varlıklardan üstünlüğü;
Allah’ın ona verdiği beden güzelliği, el, göz, kulak gibi organlarını daha
becerikli bir şekilde kullanması, konuşabilmesi, gülüp ağlayabilmesi, okuyup
yazması, başka birtakım varlıkları kendi hizmetinde kullanması, âletler icad
etmesi, olaylar arasındaki sebep-sonuç alâkasını görmesi ve bu sayede geleceğe
yönelik programlar ve hazırlıklar yapması, iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin
kavramlarına sahip olması; kısaca, maddi ve bedenî, ahlâkî ve ruhî meziyetleri
haiz olmasıdır.”
Sonuç; insan yukarıda sıralan
meziyetlerinden ötürü sair birçok mahlukattan çok daha yetkin. Maddi yetilerin
ötesinde manevi tarafı da var. Bunlar tamam. Ama demiyor ki yaratılmışların en
şereflisi. Bazı yarattıklarımızdan üstün kıldık diyor. “Bazılarından” ve
“Üstün”. Üstün olabilirsin de bu üstün vasıfları şerefsizliğe kullanırsan o
zaman senin yaratılmışların en şereflisi olduğundan bahsedilemez.
Sen dünyanın herhangi bir yerinde,
herhangi bir canlıya, Allah’ın dilli yada dilsiz herhangi bir kuluna
zulmediyorsan ne şerefi kardeşim? Doğu Türkistan’da Türklere zulmü şerefli
insanlar mı yapıyor?
Bak İsrâ Suresine bakarken bir de
Ahzâb Suresine bakayım dedim. 72. Ayet. Yine mealler içinden diyanet işlerinin
mealini seçtim. O da şöyle; “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara
teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan
yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.”
O dediği insan. Yani insan çok zalimdir, çok cahildir. Meale yorum
yapacak falan noktada değilim. Lakin burada yerlere, göklere, dağlara teklif
edilenin “sorumluluk gerektiren akıl, bilinç, vb” olduğunu söyleyebiliriz. Bu
meziyetleri insan aldı. Bu meziyetlerle donandığı halde gereğini yerine getirmediği
için insan cahil ve zalim. Gereği dediğimiz konu ise alabildiğine geniş bir
yelpaze. Allah’a inanmaktan başla. İnsan olmanın, olabilmenin gereklerinden
çık. Hadi örnekleyelim.
Ne kadar cahilsin ki inanmıyorsun.
Ne kadar cahilsin ki kötü söz sahibisin.
Ne kadar cahilsin ki israf
ediyorsun.
Ne kadar cahilsin ki kul hakkı
yiyorsun.
Ne kadar zalimsin ki iftira
ediyorsun.
Ne kadar zalimsin ki insanları,
hayvanları katlediyor, katledilmelerine vesile oluyorsun.
Şu bir gerçek;
şerefi şöyle bir kenara bırak,
en şereflisini zaten unut,
sen cehalete bak,
sen zulme bak.