21 Eylül 2013 Cumartesi

HADDİNİ BİLMEK

Had; limit, gidilebilecek en uç nokta, ötesine geçilmemesi hayrına olunacak sınır, takat hududu, ölçü, çap, kapasite.
Haddini bilmek; kendini, pozisyonunu, limitlerini bilip, ona göre tavır almak, hareket etmek.

Haddini bilmenin ötesinde keşke mütevazi olmayı da becerebilseydi insanoğlu. Mutlaka daha güzel bir dünyada yaşıyor olurduk… Neyse olmasa da olur, dünya batmaz, düzen bozulmaz. Çünkü mütevazi olmak bir erdemdir insanı daha bir insan yapan. Oysa had bilmek öyle değil. İçinde ciddi yoğunlukta gerekliliği de barındırır. Olmazsa olmaz yani. Haddini bilmemek bir çuval inciri berbat edebilir, dirliği düzeni bozabilir, dahası itibarı sarsabilir.

Her bir birey, birey olarak kendisi, ailesi, etki alanındaki yakın çevresinin itibarı için,ayrıca işgal ettiği yer, pozisyon, koltuk, temsil ettiği kurum, organizasyon, toplum, millet yada devletin, artık her ne ise onun itibarı, menfaati ve selameti için haddini bilmek zorundadır.

Çünkü gelinmek istenen, çıkılmak istenen her seviye için bazı gereklilikler, gelişmişlikler aranır, o gelişme tamamlanmadan, o altyapı oluşmadan ortaya atılmak ki ona “haddini bilmemek” denir, ağır hüsranla sonuçlanır. Sapsız üzümsen yalnızca kendine iken zararın, varsa ailene, yakın çevrene dokunur ucu. Hele hele bir makamı işgal ediyorsan o ağır hüsranı tüm temsil ettiğine de yaşatırsın. O yüzden ağırdır aslında koltuk. Yukarıya çıktıkça, koltuk büyüdükçe de ağırlaşır sorumluluğu. Tabi haddini bilene.

Bu sorumluluğun farkında olan yalnızca kendinin değil, temsil ettiğinin de sahip olduklarını, çapını, kapasitesini, limitlerini bilir, bilmelidir ve yine bilir ki o hudutlar dahilinde hareket etmemenin getirdiği hüsran aslında tüm o zümrenin vebalini de taşır.
Ne güzeldir haddini bilmek, yerli yerinde konuşmak. Nasıl da saygı uyandırır ağırlığınca tavır, tepki koymak ya da yeri gelince susmayı bilmek. Nasıl gizli hayranlıklar ve itibar yaratır.

Allah bizi hadsizlerden, muhterislerden özellikle de kifayetsiz olanlarından korusun . . .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YARATILMIŞLARIN EN ŞEREFLİSİ

Zaman zaman kutsal kitabımız Kur’an’a da dayandırılarak insanın “yaratılmışların en şereflisi” olduğu falan söylenir. Yaratılmışların en ş...