Etkin takım yönetiminde başarıyı getirecek
ilk hamle, hatta belki en önemli hamle doğru takım arkadaşlarını bulmak, takımı
oluşturacak oyuncuları iyi seçmektir. Takım arkadaşlarına karar verirken fark
yarattığına inandığım, kendi adıma önemseyip, dikkat ettiğim birkaç noktaya
değineceğim. Elbette olmazsa olmaz iddiasında olmayacağım. Çünkü yazacaklarımın
aksine işini çok severek yaptığı için, çok çalıştığı için başarılı olan bir
dolu arkadaşım oldu. Gönlünü koymaya, severek çalışmaya, oluşacak/oluşmuş olan birikim
ve tecrübelere inanmamak mümkün mü ? Bunların hepsi doğru. Hiçbiride diğeri ile
çelişmiyor. Ancak bugünün rekabetinin dünden fazla, yarının rekabetinin ise
bugünden fazla olacağı gerçeği; iş dünyasında, imkanlar dahilinde, iyinin de
iyisi ile çalışma, en iyisiyle çalışma ve en iyi takımı oluşturma zorunluluğunu
her geçen gün daha fazla hissettiriyor.
Alınan eğitimlerin, kişisel gelişim
programlarının, yaşanan deneyimlerin ötesinde satış yönetiminde Allah vergisi
gerekliliklere de inanıyorum. İşe alım süreçlerinde görüştüğüm aday sayısı
binlerledir herhalde. Görüşmelerde o ana kadar neler başarmış ? Nelerin
hakkından gelmiş ? Aldığı işi nasıl almış ? Nasıl bırakmış ? Öğrenmeye çalışıyorsunuz.
Liderlik yönünü, iletişim gücünü, duygusal dayanıklılığını, yeniliklere ne kadar
açık olduğunu, yaratıcı mı, zamanı yönetebiliyor mu, sonuç odaklı mı, müşteri
odaklı mı mümkün olduğunca anlamaya çalışıyorsunuz. Buraya kadar her şey doğru
ve zaten olması gereken. Eğer satış yöneticiliği pozisyonu için görüşüyorsanız,
başlığa da adını veren ruh, aura vb konulara da mutlaka bakmak gerekiyor. Teşbihte
hata olmaz diye birebir örtüşmese de örnek vermek istiyorum. Herhangi bir sanat
dalı ile uğraşıyor olmanız sanatçı olmanız için kafi değildir. Sanatla uğraşan
kişi aldığı eğitimler, edindiği deneyimler ve ciddi birikimler sonrası sanatçı
olarak anılmaya başlar. Fakat bir de bu sanatçıların dahi farklı yere koyduğu
sanatçılar vardır. Sanatçı olmanın da ötesinde olanlar. Onların yeri daha bir
başkadır, farklıdırlar. Aldıkları eğitimlerin, biriktirdiklerinin ötesinde
Allah vergisi meziyetleri, yetenekleri, farkları vardır.
Satışçılıkta böyle. İnsanların karşına
oturduğunda pozitif enerji yayan, etkileyici ses tonu, karizmasıyla,
sempatikliği, samimiyeti, güven veren duruşuyla, kendine has bir çekim alanı
yaratanlar. Daha da ötesinde o ruhu, heyecanı herhangi bir motif, motivasyon
faktörü olmaksızın içinde yaşayanlar. Siz bir yandan vücut dilinin önemini
vermeye, iletişim becerilerini geliştirmeye çalışırken zaten kendine özgü bir
aurası olanlar, diğerlerine motivasyonun önemini anlatmaya çalışırken, zaten
kendini adamış, mensubu olduğu takımın başarısına çoktan odaklanmış olanlar,
satış yönetimini, yani işini bir yaşam biçimi haline çoktan getirmiş, evine
giderken dahi işini nasıl geliştireceğini, satış rakamlarını nasıl artıracağını
düşünüyor olanlar ve bundan haz duyanlar.
Deneyimli bir yönetici, adayın bahsettiğimiz
görünen güçlü ve zayıf yanlarını elinden geldiğince keşfeder, keşfetmeye
çalışır. O güne kadar elde ettiği ödüller içerisinde, kendisi için en önemli
olanının, yada ödüllendirilecek olsa nasıl bir ödülün onu en mutlu edeceği sorusunun
cevabı, tariflediği ödülün nitelikleri elbette anlam taşır. En çok karamsarlığa
sürükleyen hadisenin verdiği mesajda önemlidir. Elde edilen, ulaşılan bilginin
dışında kalanlara ise ; cevapların satır aralarına , adayın cevap verirken ki
ruh haline , tepkilerine tutum ve davranışlarına biraz daha dikkat ederek
ulaşılabilir. En doğru adayı seçme şansı artırılabilir. Ayrıntı yada detayla
kastettiğimi, iş görüşmelerinde genellikle sorduğumuz bir soruyla açıklamaya
çalışayım. Gerçekleştirdiği bir işi, projeyi, önemsediği bir başarısını
anlatmasını istedik mesela. Her aday kendine göre en önemli bulduğu başarı
hikayesini anlatıyor. Bahsettiği işin niteliğini, ne kadar hatırı sayılır bir
başarı olduğunu anlamaya çalıştık, rakamsal verilere baktık, tesadüf mü, top
yekün bir başarı mı ? konjonktürel yada trendle gelmiş bir yükseliş mi ? Yoksa
gerçekten iyi planlanmış, kurgulanmış ve hayata geçirilmiş bir başarı mı ? Evet
tüm bunların cevabına ulaştık. Şimdi asıl kastettiğime geliyorum. Yapılan bu
işten bahsederken, sizi cevaplarken o başarıyı tekrar yeniden yaşıyor mu? Bunu
anlatmaktan keyif duyuyor, heyecanlanıyor mu? O ana kadar sesi normalken ses
tonunda değişikliler oldu mu ? Bu heyecana mutlaka bakılmalı. Mücadeleyle gelen
başarının yaşamındaki en önemli tatminlerden biri olup olmadığını anlamaya
çalışmalı. Hani benzer bir çalışma ortamı, fırsatı verilse çok şeyler başarmaya
hazır… Evet, doğru adamı bulmak üzeresiniz.
Başlarken değindim, etkin ekip yönetiminde
doğru takım üyelerini seçmek en önemli unsur. Öyle ise aday seçimine gereken
hassasiyeti ve zamanı mutlaka ayırmak gerekiyor. Yeterince tanıyacak, bilecek
ve hatta anlayacak zamanı… En doğru adayla çalışmanın katma değeriyle , yanlış
yada yetersiz adayla yürüyor olmanın getirdiği kayıpları şöyle bir
değerlendirdiğimizde meselenin önemi zaten görülüyor.
Tabi imkanlar dahilinde, mümkün olan maksimum
profesyonel desteği almayı da unutmamalı. Her türlü donanımı ve imkanı olan şirketlerin
dahi danışmanlık alarak, dış kaynak kullanarak, kendi ana faaliyetlerine, asıl
işlerine odaklandıkları dünyada, en iyiye ulaşmak noktasında yöneticilerde
ellerindeki kaynakları en etkin şekilde kullanmak durumundalar. Mümkün olduğu
kadar insan kaynaklarından, uzman şirketlerden profesyonel destek almak
durumundalar. Günümüzde maalesef doğru adamı bulmak hiç kolay değil. Doğru
olmayanın maliyeti ise hem takımımıza, şirketimize, hem de yanlış işe alınmış
adaya sandığımızdan çok daha fazla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder