4 Ağustos 2023 Cuma

GÜNAH KEÇİSİ

 

Seçimi millet ittifakı kaybetmiştir. Kimler yani? Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti, Saadet Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti. Evet, kaybettiler. İçlerinden kimse çıkıp seçimi kazandım diyemez. Demiyorlar da! Sadece bu ittifakın bir anlamda mimarı ve adayı olan Kılıçdaroğlu aldığı %48 oyu savunuyor. Evet savunuyor. Ben olsam okkalı, akıl ve tespit dolu bir konuşma hazırlar, doğruları, yanlışları sıralar, Cumhurbaşkanı olsam nasıl bir Türkiye’nin hayalini kurduğumu, neyin mücadelesini vereceğimi, ancak bu mücadeleye her iki kişiden birinin teveccüh göstermediğini söyler, canınız sağ olsun der, bayrağımı da, vatanımı da, sizi de seviyorum der bırakırdım. Hoş bu seferde gemiyi tek eden kaptan diye mi teneke çalarlardı? Bıraktı kaçtı derler miydi? Bilemedim. Çok mu duygusal bir karar olurdu? Bilmiyorum. Oturduğum yerden ahkam kesmek kolay.

Evet Kılıçdaroğlu %48’i savunmayı seçti. Çok normal. Neden mi? Yıllarca basketbol oynadım. Takımın maç boyu süper defans yapsa, en beceri isteyen, en zor basketleri atsa, ters smaçlar, orta sahadan üçlük atışlar, su üstünde yürüse, havalarda uçsa, seyirciyi bir oturup bir kaldırsa, maçı neredeyse kazanacakken son saniyede rakibin attığı bir basket ile maçı kaybetse, kaybetmiştir. Ötesi yok. Maç kaybedilmiş, konu kapanmıştır. Tartışılmaz. Kaybettin. Lakin her yerde, her önüne gelen, “Nasıl verdiniz bu maçı?”, “Nasıl yenildiniz?” diye sormaya başladığında savunmaya geçersiniz. Kılıçdaroğlu da çıkıp kazandık demiyor zaten. Ama oklar acımasızca kendine çevrildikçe %48’i savunuyor. Gayet normal bir reaksiyon. Neyse söylediğim gibi yapıp bıraksaydı keşke. Toplumlar layık oldukları şekilde yönetilirler.

Peki yaptığı savunmalarda Kılıçdaroğlu’nun haklı olduğu taraflar da yok mu? Daha önce hiçbir genel seçimde hiçbir sol lider %44 yada %48 oy almamış. Dikkat İsmet Paşa dahil, hiçbir sol lider! Yine ittifaklar sonrası ne Sayın İhsanoğlu, ne Muharrem İnce bu rakama yaklaşamamış bile. Kimileri çıkıp “tamam kabul fakat CHP’nin oyu %25’te kaldı” diyorlar. Diyorlar da kimse 12 Eylül sonrası kökünden değişen/değiştirilen ve eski haline gelme çabaları onlarca yıl sürmesine rağmen tabi ki gelemeyen, ister ılımlı İslam deyin ister siyasal İslam, bu kılıf altında yapılan toplum mühendisliği sonrası değişen ülkem insanının siyasi perspektifine bakmadı. 1980 sonrası Rahmetli Bülent Ecevit, DSP ile seçim kazanıp, koalisyonla iktidar olduğunda aldığı oy yalnızca %22,19 idi. Sayın Deniz Baykal hayatı boyu %22’den fazla oy alamadı. Buna karşın hiçbir Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı bu kadar zulme, eziyete uğramadı.

Bazen vicdanlı olmak gerekir. Bazen değil, her zaman vicdanlı ve adil olmak gerekir. Seçim öncesinde bir parti Genel Başkanının önünü kesmek için milyonlarca takla atıldı. Daha önceki seçimlerde kendi aday olmadı diye eleştiriliyordu, bu sefer de önüne geçmek için edilmedik hakaret, söylenmedik söz bırakılmadı. Sadece iktidar değil, en yakınındakiler yaptılar bunu. O kadar ki Kılıçdaroğlu’nun altyapısının binde birine sahip olmayan bir kısım gazeteci görünümlü, araştırmacı görünümlü ve güya “Atatürkçü görünümlü” insanlar yaptı ve bu arada çoğu da mükafatlarını aldı. Öylesine yıprattılar, halkın gözünde o kadar itibarsızlaştırdılar ki kazansaydı gerçekten büyük başarı olurdu. Yahu sen dünyanın en karizmatik adamını bu vicdansızların önüne at, 15 günde rezilini çıkarmazlarsa hiçbir şey bilmiyorum. Tam tersi de mümkün. En vasıfsız adamı kahramanda yaparlar. Düşünsene artık seçim sattı mahaline girmişsin, son yüz metre de büyük ortağından çatlak sesler çıkıyor, “Alevi, Sünni” konusuna bile giriyorlar. Birden bire büyük ortağın “küstüm oynamıyorum” diyor. Ağza gelmedik laflar ediyor, daha olmadı dur sen beceremezsin diye yanına iki tane belediye başkanını koltuk değneği olarak koyuyor. Bunu şart koşuyor. Yani seçmenin algısına diyor ki bizim aday yetersiz yanına iki tane daha koyup, güçlendiriyoruz. Peki bu ittifak içinde “yapmayın bu nasıl bir algı yaratır?” diyen bir tane iletişimci, yönetici yok mu yahu? Maalesef sabah akşam vurdular, saldırdılar adama. Mülayim oldu, eleştirilere tahammül etti, hoşgörülü demokrat davranmaya çalıştı. Ancak onun bu hoşgörüsü dilinin kemiği olmayanları cesaretlendirdi. Daha ağır laflar ettiler.

Kuyumcu terazisi hassasiyetinde, yüzde, binde birlerin bile seçim kazanmak için gerekli olduğu bir seçimde, tıpkı Sayın Cumhurbaşkanı gibi en küçükleri bile ittifakta, ittifakın yanında tuttu, tutmayı başardı. Peki böyle hassas bir seçim kazanılmadıysa, bunda halkın gözünde ittifakı çatlatan Meral Akşener’in, yerli yersiz konuşan Babacan’ın, Davutoğlu’nun, hele hele Muharrem İnce’nin, partisinin ilkelerini bir kenara koyan DSP Genel Başkanının, babasının çizgisinden kayan Erbakan’ın, son dakikada rengi değişen, Hüdapar ile yan yana görünmekten çekinmeyen Sinan Oğan’ın hiç mi hatası yok?

TV’lerde tartışılacak onca şey varken yine aynı mevzu masada. En hararetlisinden hem de. Altı ayda hem değişim, hem yerel seçimlere hazırlanmak. Valla bravo. Altı ayda en sıradan , en küçük projenin ilkelerini, objektiflerini, yol haritasını vs. değiştiremezsin. Sen bir ülkeyi yönetmeye aday bir partinin neyini, nasıl değiştireceksin. Şaka gibi, bunlar değişimden ne anlıyorlar acaba? Memleketin asıl meselelerin konuşulmasına engel olduğundan, yerel seçimlerde de işe yarayacak olmasından bu mesele fazlasıyla gündem de tutuluyor, ateşleniyor, harlanıyor. Siz de ateşe odun atıp duruyorsunuz. Atın, atın. Aynı filmi görür gibiyim. Önemli değil, ne de olsa kaybedince bir günah keçisi bulunur. Hatta var mı demeliydim. Vurun abalıya. Böylesi daha kolay. Sonuçta hatayı başkasına atar kurtulursunuz. Ülkenin başka sorunu yokmuş gibi yatıp kalkıp bunu konuşun. Yerel seçimler kapıdayken bu yapılanlar bakalım kimin işine yarayacak, hep beraber göreceğiz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİZAN TERAZİSİ

Sahipsiz canlarla ilgili kimi vicdansız kişiler hedef şaşırtmak için çocuklarımızı terazinin bir kefesine sokak canlarını terazini diğer kef...